Türkiye’nin güneyi, zengin bir kültürel mirasa sahip olup bilinen en eski gerçek boyutlu insan heykeline ve dünyanın ilk tapınağı olduğuna inanılan Erken Neolitik yapılara ev sahipliği yapıyor. Üç dünya dininin – Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın – peygamberlerinin doğduğu ve bu dinlere mensup olanların yüzyıllardır bir arada yaşadıkları bu bölge, “insanlık medeniyetinin beşiği” olarak kabul ediliyor. Şimdi, bölgeyi tanımlayan zengin kültürel miras tehlikede ve acil korumaya ihtiyaç duyuyor.
6 Şubat 2023 tarihinde ve sonrasındaki günlerde Türkiye’nin güneyinde meydana gelen depremler, en az 50.700 kişinin ölümüne ve 313.000’den fazla binanın yıkılmasına neden oldu. 110.000 km²’lik bir alan ve 15,6 milyon nüfusa sahip 11 ilde, 3,3 milyon kişiyi evsiz bıraktı.
Depremlerin ardından milyonlarca insan hala geçici barınma alanlarında yaşıyor ve çoğu sadece temel hizmetlerden yararlanıyor. Bölgenin ekonomisi harap durumda; depremleri atlatan işletmeler, beş milyon kişinin göç etmesi nedeniyle ortaya çıkan felç edici işgücü eksikliği nedeniyle zor durumda. Bu kişilerin geri dönüşü, yaşanabilir koşulların yeniden sağlanmasına bağlı.
Depremler, kaybedilen binlerce yaşamın, yıkılan ev ve binaların yanı sıra Türkiye’nin güneyinde paha biçilemez bir mirasa da büyük zarar verdi; depremin yıkıcı gücüyle tarihi anıt ve yapılar yerle bir oldu. Antik medeniyetlerden, Osmanlı dönemi pazar yerlerine ve hala kullanılan çarşılara kadar, 11 ilde toplam 8.444 tarihi yapıdan 3.752’si zarar gördü veya tamamen yok oldu.
Bu kayıp, maddi değerin ötesine geçiyor. Kültürel mirasın korunması, sadece Türkiye’nin zengin kültürel mozaği için değil, aynı zamanda bölgenin sürdürülebilir kalkınması ve ortak geleceğimiz için de hayati öneme sahip. Bu yıkım karşısında kültürel mirasımızı restore etmek; topluluklarımızı geri getirme, yaşamları yeniden inşa etme ve geçim kaynaklarını geri kazanmanın temel bir adımı olarak ortaya çıkıyor.
Kültürel miras, topluluklarımızın kalbidir, kimliğimiz ve ruhumuz için önemlidir. Bizi bir araya getiren, geçmiş ile bugün arasında bir bağlantı hissi yaratan birleştirici bir öğedir. Onun korunması, afetlerin sebep olduğu travmalara karşı güçlü bir panzehirdir. Hem somut hem de somut olmayan mirası koruyarak, geleneksel zanaatların ve yaşamın eski şekliyle yeniden canlandırılmasını sağlamalıyız.
Bugün sizi bize destek olmaya davet ediyoruz. Ortak mirasımızı kurtarmak için bir araya gelelim. Katkınız sadece bir bağış değil; kültürel kimliğimizi tanımlayan medeniyetler mozaiğini tekrar bir araya getirme taahhüdüdür. Bağışınız, bölgenin kültürel mirasının canlandırılmasına destek olacak ve burada yaşayan toplulukların aktif bir şekilde yeniden inşa edilmesine ve gelişmelerine yardımcı olacak. Bu küresel yanıtın bir parçası olun – şimdi bağış yapın ve deprem sonrası kültürel mirasın yeniden canlandırılması ve korunmasına yardımcı olun.